24006

AİLE EĞİTİMİ

AİLE EĞİTİMİ & AİLE DESTEK PROGRAMI

Değerli ailelerimiz merhabalar...

Çocuğunuzun eğitiminin nasıl olacağı, kimden eğitim alacağınız ve ne kadar süre eğitim alacağınız konusundaki kararsızlıklar ve zaman kaybınızın farkındayız. Sizin için belki de daha da önemlisi çocuğumla nasıl zaman geçirmeliyim ? evde nasıl çalışmalar yapmalıyım ? nasıl davranmalı ve tepkide bulunmalıyım ? sorularının net cevabını bulamamak ve çocuğun özel durumuna yönelik aile eğitim planlarının olmaması (olsa dahi sadece pedogojik içerikli olması eğitim ve öğretimin sürece dahil edilmemiş olması). 

Bilindiği üzere otizmli bir çocuk uyanık kaldığı her zaman eğitim ile iç içe olmalı ve günlük yaşam programı zihinsel, dil ve algı becerilerini güçlendirici ve besleyici nitelikte olmalıdır. Plansız bir yaşam yerine planlı ve eğitsel bir gündelik yaşam oluşturulmalıdır. Her yerde ve her an öğrenme gerçekleşmeli fırsat öğretimleri sunulmalıdır. Aşağıda günlük hayatınızda kullanabileceğiniz bazı pratik bilgiler verilmiştir. Daha eğitsel ve çocuğunuza özgün aile eğitim programı için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

ü  Teşhis ne kadar erken konulur ve eğitime ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi sonuç alınmaktadır. Birçok araştırmacı erken yaştaki müdahalenin özellikle dil gelişiminde ve sosyal davranışlarda geliştirici olduğu konusunda hem fikirdir. Dört yaşına gelmiş ve hiç eğitim görmemiş orta derecede ağır Otizmden etkilenmiş bir çocuğun, sekiz aylık bir bebeğin davranışlarına eşdeğer davrandığı gözlenmiştir. Oysa bazı Otizmden etkilenmiş çocukların bebekliklerinde bazı sesleri çıkardığı ama daha sonra bunları kaybettikleri bilinmektedir. Anne ve babaların söylediklerinden yola çıkılarak erken dönemdeki bu sosyal iletişim ve dil gelişimi üzerinde dikkatle durulur ve geliştirilmeye çalışılırsa sonraki yaşam için gerekli olan bu özellikler kaybedilmeden geliştirilebilir.

 

ü  Zeka düzeyinin, otizmden etkilenmiş çocukların ileride ne olacaklarını belirleyen en önemli faktör olduğu düşünülmektedir. Zeka düzeyine, gözlemlerle ve izlenimlerle karar vermek doğru değildir. Uygun testler yapılmalıdır.

 

ü  Otizmin Anne karnındayken teşhis edilemediğini, çocuk sahibi olmak isteyip istememe, çocuğa yeterince ilgi göstermeme, eşler arası anlaşmazlıklar gibi etkenlere bağlı olarak ortaya çıkmadığını ve her sosyoekonomik-kültürel seviyede görülebildiğini dikkate alarak anne babaların kendilerini suçlamamaları gerekir.

 

ü  Anne babaların durumu kabullenmelerinden ve çocuğu için gerekli eğitim şekline karar vermelerinden sonraki adım çocuğu eğitime hazırlamak olmalıdır. Çocuğun eğitime hazır olması eğitimcilere de çocuğa da kolaylık sağlar.

 

ü  Eğitim sürecinin uzun olması ve Otizmden etkilenmiş çocuklarla iletişim kurmanın güç olması nedeniyle anne babalar kendilerine yönelik olan aile terapilerine de önem vermelidirler.

 

ü  Bu çocuklara özel bir yaklaşım gerekmesine rağmen tüm çocuklar gibi Otizmden etkilenmiş çocuklarda kendilerine sevgi gösterildiğini ya da yanlış bir davranışta bulunduklarında kızıldığını anlayabilirler. Onlara normal davranılması, konuşmasalar da onlarla konuşulması normalin ne olduğunu anlamalarına yardımcı olacaktır.

 

ü  Bu çocukların çevredeki kişiler tarafından uyarılmaya gereksinimleri vardır ve bunu sağlamanın en iyi yolu çocukla birlikteyken konuşmak ve dinlemesine yardımcı olmaktır.

 

ü  Çocuğun etkinliği sürdürmesinde ısrar etmek başarısızlığa neden olabilir. Bu nedenle çocukla çalışırken süre ve çalışma açısından zamanın iyi ayarlanması gerekmektedir. Evde yapılan etkinliklerde çocuk zamanla tek başına hareket edebilir, istek ve gereksinimlerini tek başına karşılayabilir hale gelmelidir. Bağımsız olma çocuğun kendine güven duymasına ve diğerleriyle birlikte yaşayabilme becerisini kazanabilmesine yardımcı olacaktır.

 

ü  Çocuğun başarılarının her zaman övülmesi bir sonraki adımı daha istekle atabilmesini sağlamaktadır. Ancak övgülerin gerçek durumlar için kullanılması çok önemlidir. Bu çocuğun kendisinden beklenileni doğru olarak yaptığını anlayabilmesine yardımcı olacaktır.

 

ü  Çocuğunuzun eğitimine çocuğunuzu tanıyarak başlayın. Neyi sever? Neyi sevmez? Neler ister? Neye ihtiyacı var? Nerede ve kimlerin yanında olumlu davranışlar sergiler? Neler yapabilir? Hangi konularda daha başarılı?  Gibi sorulara cevap bulmak için günlük tutmanız yararlı olacaktır.

 

ü  Çocuğunuzun bir gününü düzenli bir şekilde geçirmesini sağlayınız. Çocuğunuz içinde bulunduğu günde neler yapacağını önceden bilmelidir. Mecbur kalmadıkça ani değişikliklere gitmeyiniz. Eğer mecbur kalırsanız çocuğunuzu değişikliğe hazırlayınız.

 

ü  Çocuğunuz ile yapacağınız faaliyetler seviye olarak daha küçük çocuklara uygun olabilir. Bu durum sizi rahatsız etmesin. Çocuğunuzun gelişimini dikkate alınız.

 

ü  Çevresindeki diğer yetişkinleri çocuğunuza sabırlı, sevecen ve hoşgörülü davranmaları için teşvik ediniz.

 

ü  Aile bireyleri çocuğa yardım ederken her şeyi aynı şekilde yapmalıdır. Tutarlı davranmak çocuğun gelişiminde çok önemlidir.

 

ü  Çocuğunuzla beraber bir etkinlik yaptığınızda onunla konuşmayı unutmayınız.

 

ü  Çocuğunuzla günlük rutinlerde (banyo yapma, giyinme, yemek zamanı vb.) meydana gelen fiziksel temasları kullanınız. Bu aktivitelerde aceleci olmayınız, çocuğunuzun saçları ve yüzü ile oynayınız.

 

ü  Çocuğunuzun dünyasına girmeye çalışınız. Sık sık kendi varlığınızı belli ediniz.

 

ü  Uzun ve yoğun oturumlar yerine kısa sık oturumlar tercih ediniz.

 

ü  Yüksek sesle ve heyecanlı konuşmalardan kaçınınız. Kendinizi sinirli hissettiğinizde çocuğunuzla temas kurmada ısrar etmeyiniz. Nazik ve yavaş hareket ediniz. Fazla hareketli olmak yerine doğal olunuz.

 

ü  Çocuğunuzla yaptığınız faaliyetlerde yerde diz üstü durarak veya oturarak onun göz seviyesine ininiz. Masada çalışırken çocuğunuzla aynı mesafede oturmaya çalışınız.

 

ü  Çocuğunuz dokunulmaktan hoşlandığını belli etmese bile ona sık sık dokununuz.

 

ü  Çocuğunuz sizinle ilgilenmese bile onu görmezlikten gelmeyiniz. Size yaklaştığında veya yanınıza oturduğunda sizin varlığınızın farkındaymış gibi davranınız.

 

ü  Onun yanında olmanızı kabul edinceye kadar yaklaşınız ve sadece birkaç saniye için de olsa yanında durarak iletişim kurmaya çalışınız.

 

ü  Çocuğunuz odaya girdiğinde veya odadan çıktığında onun dikkatini çekmeye çalışınız. Odaya girince yanına gidiniz, adını söyleyiniz ve ona dokununuz. Odadan çıktığında ise el sallayarak “bay bay” deyiniz. Çocuğunuz bunlara tepki vermese bile bu hareketleri düzenli olarak yapınız.

 

ü  Çocuğunuza dokunurken dokunuşlarınız belirgin olmalı. Çocuğunuz hafif dokunuşlardansa belirgin dokunuşlara daha iyi tepki verebilir.

 

ü  Çocuğunuz oyun oynadığı zamanlar onun yanında oyuncakları ile meşgul olunuz. Onunla birlikte oyuncaklarına dokununuz.

 

ü  Arada bir çocuğunuzun elini tutarak sarılmak için kendinize doğru çekiniz; bu hareketi kabul ettikten sonra sadece elini tutarak size sarılmayı ona bırakınız.

 

ü  Çocuğunuzun başka insanlarla ilgilendiğini hissettiğinizde onların da sevecen tepkiler vermesini sağlamaya çalışınız.

 

ü  Çocuğunuz başarabildiği zaman mesaj götürme, basit işler yapma ve basit talimatlara uyma davranışları geliştiriniz.

 

ü  Evin içerisinde çocuğa zarar verebilecek (soba, piriz, elektrikli ev aletleri, kalorifer peteği gibi) tehlikeli nesnelere dikkat ediniz.

 

ü  Çocuğunuz eve gelen misafirlere uygunsuz davranışlarda bulunduğu zamanlar bu olumsuz davranışlarını hoş karşılamayı deneyerek yaptığı davranışlara alternatif davranışlar geliştiriniz. Gelen misafirin uygunsuz bir yerine dokunmasına alternatif olarak yanağına dokunmasını sağlamaya çalışınız. Böyle bir durumda utanıp sinirlenmek yerine çocuğunuza neyi, nasıl ve ne zaman yapıp yapmamasını anlatarak ve göstererek öğretmeye çalışınız.

 

ü  Size bakmasını istediğinizde tam önüne geçerek onunla aynı seviyeye geliniz. Daha sonra adını söyleyerek “bana bak” deyiniz.

 

ü  Vücudun belli bölümlerinin (el, kulak, burun vb. ) adlarını söyleyerek size göstermesini sağlamaya çalışınız. Vücut bölümlerini içeren şarkılar ve oyunlardan faydalanabilirsiniz.

 

ü  Çocuğunuzu bakma, dinleme ve dokunmaya teşvik eden oyunlar oynamaya çalışınız (Banyo zamanı bu tür oyunlar için çok uygundur). Ellerinden tutarak size dokunmasını sağlayınız. Size dokunduğunda ilginç sesler (bibip gibi) çıkararak veya hareketler yaparak (dudağınıza dokunduğunuzda ağzınızın açıp kapatınız) ilgisini çekmeye çalışınız.

 

ü  Çocuğunuzun dikkatini çeken nesnelere veya giysilere baktığını fark ettiğinizde onu elinize alarak göz ilişkisi kurmak için başınızı çocuğunuza doğru çeviriniz.

 

ü  Sabun ile baloncuklar yaparak çocuğunuzun baloncukların havaya uçup patlayıncaya kadar seyretmesini teşvik ediniz. Bunu yaparken baloncukları kullanarak göz ilişkisi kurmaya çalışınız.

 

ü  Çocuğunuzun bir nesneye baktığını fark ettiğinizde o nesneye yaklaşarak nesne hakkında konuşmaya bunu yaparken de çocuğunuzun gözlerine bakmaya çalışınız.

 

ü  Çocuğunuzla oynarken göz ilişkisi kurmaya çalışınız. Bunu yaparken oyunu durdurun ve size bakmasını bekleyin. Size bakarsa oyuna devam ediniz.

 

ü  Çocuğunuzun dikkatini çekmek için eline, koluna veya omzuna dokununuz. Önce elinize bir şey saklayınız, sonra elinizi açarak sakladığınız nesneyi çocuğunuza gösteriniz.

 

ü  Çocuğunuza jestler ile duygular arasındaki ilişkiyi göstererek anlatmaya çalışınız.

 

ü  Kitaplara veya resimlere birlikte bakınız. Bunu yaparken “mutlu bir yüz bulalım mı?” veya “hangisi kızgın?” gibi sorular sorunuz.

 

ü  Çocuğunuzun dikkatini toplaması amacı ile uyarıcılar kullanınız (“dinle” için kulağına, “bak” için yanağına dokununuz).

 

ü  Çocuğunuzla konuşmaya başladığınızda adını söyleyiniz ve dikkatini en iyi şekilde toplayabilene kadar bekleyiniz.

 

ü  Çocuğunuzla çalışırken veya oynarken onun dikkatini dağıtacak etkenleri en aza indirmeye çalışınız.

 

ü  Günlük işlerinizi yaparken çocuğunuzla konuşunuz veya şarkı söyleyiniz. Çocuğunuzun bildiği şarkılar veya cümleler kullanmanız daha iyi olacaktır.

 

ü  Çocuğunuzu farklı gürültü seviyeleri ve ses tonları ile tanıştırınız.

 

ü  Evde bulunan eşyalar ile (çatal, tencere kapağı gibi) müzik veya ritimler oluşturmaya çalışınız. Bunu yaparken çocuğunuzun katılımını teşvik etmeye çalışınız.

 

ü  Sizinle iletişim kurmasını teşvik etmek için onunla beraber yaptığınız faaliyetlerle ilgili şarkılar söyleyiniz.

 

ü  Çocuğunuzun hareket etmeden oturmasını isteyiniz. Bunu yaparken size baksın ve sizi dinlesin. Bu durum ilk başlarda çok kısa sürebilir. Birlikte hikâye dinleyerek bu süreyi arttırabilirsiniz.

 

ü  Bir ses çocuğunuzu rahatsız ediyorsa sesi durdurmaya ve çocuğunuzu rahatlatmaya çalışınız. Gerekirse onu başka bir yere götürünüz. Eğer ses çıkarma zorunlu ise (elektrik süpürgesi gibi) sesin başlayacağını çocuğunuza söyleyiniz. Çocuğunuzun sevmediği sese alışması için o sesin daha yumuşak halini kullanabilirsiniz.

 

ü  Çocuğunuza gösterdiğiniz ilgi ve övgülerinizin direkt olarak “o an” yaptığı davranışlar ile bağlantılı olmasına dikkat ediniz.

 

ü  Kendi varlığınızı daha iyi belli etmek için onun ilgisini çeken şeyleri kendiniz yaparak ona yaklaşınız ve dikkatini çekmeye çalışınız.

 

ü  Çocuğunuz önünde bir oyuncakla duruyorsa, size gösteriyor veya veriyormuş gibi davranınız. Oyuncağa bakınız veya elinde tutunuz. İlgi göstererek ve tekrar geri vermeden önce oyuncak hakkında konuşunuz. Oyuncakla birlikte çocuğunuz size bir mesaj vermeye çalışabilir. Bu durumu anlamaya çalışınız.

 

ü  Çocuğunuz hazır olduğunda birlikte yaptıklarınızı başka kişilere göstermeyi deneyiniz. Çocuğunuz resim veya benzeri bir aktivite yaptığında onu başkalarına göstermesini sağlayınız.

 

ü  Çocuğunuza istediğiniz bir nesneyi nasıl verebileceğini öğretiniz. Bunun için istediğiniz nesneyi çocuğun eline almasını sağlayarak bileğini hafifçe tutunuz ve elini kendinize doğru çekiniz. Bu çalışma sırasında çocuğunuzun ilgisini çeken nesneler kullanınız.

 

ü  Çocuğunuzla beraber oynadığınız oyunlara zamanla başka çocukların katılmasını sağlayınız.

 

ü  Çocuğunuzun oynadığı oyunlara olduğunuz yerden soru sorarak tepki veriniz.

 

ü  Çocuğunuzun istediği şeyleri size göstermesini destekleyiniz. Sizi istediği nesneye doğru götürmesine veya o nesneyi eline alarak göstermesini sağlayınız.

 

ü  Sizinle oynamayı kabul ettiği zaman oyuna yeni bir şeyler katınız. Örneğin iki lego ile oynuyorsanız oyuna üçüncü bir lego katınız.

 

ü  Çocuğunuzla oyun oynamaya sessiz sakin oyunlar oynayarak başlayınız. İlk önce oyuna seyirci olarak katılınız. Çocuğunuz bunu kabul ettikten sonra oyun oynamaya başlayınız.

 

ü  Çocuğunuza dokunarak hareketlerini yönlendirebilirsiniz. Örneğin çocuğunuzun ellerini alıp kendi elleriniz içinde nasıl hareket edeceğini gösteriniz.

 

ü  Çocuğunuzun eline kum veya su dökerek ve onun da sizin elinize kum veya su dökmesini sağlayacak şekilde oyunlar oynayınız.

 

ü  Çocuğunuz ile oyuna başlarken şarkı söyleyerek öne arkaya veya ileri geri sallanarak tempo tutunuz. Oynarken yüz yüze gelmeye dikkat ediniz.

 

ü  Yüzünüze yakın bir müzik aleti veya hareket eden bir oyuncak tutarak çocuğunuz ile göz teması kurunuz.

 

ü  Çocuğunuz ile yuvarlanma veya kovalama oyunları oynayarak beklemeyi öğretmeye çalışınız. Beklemeyi öğretirken oyunda durarak belli bir süre bekleyerek yeniden oyuna başlayınız.

 

ü  Çocuğunuzun yüzüne, saçına ya da ellerine üfleyerek onun kendi vücudunu keşfetmesini sağlayınız.

 

ü  Çocuğunuzla oynadığınız oyunlarda zıplamasını veya ayakları ile tempo tutmasını sağlayınız.

 

ü  Çocuğunuza oyun veya oyuncak seçme hakkında fırsatlar vererek onun seçimine katılınız. Önceleri seçeceği oyuncakları sınırlı sayıda tutunuz, daha sonra oyuncak sayısını arttırınız. Oyuncaklara uzanarak, dokunarak ya da işaret ederek seçmesine izin veriniz.

 

ü  Çocuğunuz ile aranıza büyük bir top alarak ileri geri sallanınız. Onu bir salıncakta sallayınız.

 

ü  Çocuğunuz ile en az üç kişinin gerekli olduğu oyunlar oynayarak onun diğer çocuklarla iletişim kurmasını sağlamaya çalışınız.

 

ü  Yaptığınız aktiviteleri basamaklara ayırınız.

 

ü  Anlattığınız şeylerde çocuğunuzun ilgisini çekmek için saklama ve bulma oyunları oynayınız.

 

ü  Çocuğunuz işaretlerin anlamlarını öğrendiğinde, bahsettiğiniz nesneleri işaret ederek gösteriniz.

 

ü  Çocuğunuz ile konuştuğunuzda hangi nesneden bahsettiğinizi çocuğunuzun bildiğinden emin olunuz. Bahsettiğiniz nesnenin üzerine işaret koyarak çocuğunuzun dikkatini çekmeye çalışınız.

 

ü  Belirli bir nesne, hareket ya da olaydan bahsederken her seferinde aynı cümleyi kullanınız. Söylediğiniz cümleleri basit düzeyde tutunuz.

 

ü  Çocuğunuza bir nesneyi diğer insanlara nasıl göstereceğini öğretiniz. Bunun için ilk başlarda elini tutarak göstermek istediği nesneye doğru yönlendiriniz.

 

ü  Çocuğunuz bir nesneye doğru sizi sürüklediğinde o nesneyi istediğini anlatmaya çalıştığını düşününüz. Çocuğunuza istediği nesneyi vermeden önce size bakmasını veya sizin farkında olduğunu belirten bir tepki vermesini sağlamaya çalışınız.

 

ü  Çocuğunuz ile etkinlikler yaparken onun isteklerini cümle olarak söyleyiniz. Örneğin; çocuğunuzun ismini söyleyerek “....... şeker istiyorsun” cümlesini kullanınız.

 

ü  Çocuğunuzun ne istediğini size gösterebilmesi için nesnelerin yerlerini değiştirmeyiniz. Böylece çocuğunuz ne istediğini o nesneyi size göstererek ifade edecektir.

 

ü  Çocuğunuza işaret etmeyi öğretirken onun ilgisini çeken şeylerle başlayınız.

 

ü  Çocuğunuzun işaret parmağını tanıması ve ayırması için parmak boya veya kumda resim yapma aktivitelerinden faydalanabilirsiniz.

 

ü  Çocuğunuz bir nesneye uzanarak onu size göstermeye çalıştığında parmağından tutarak o nesneye dokunmasını sağlayınız.

 

ü  Çocuğunuzun en sevdiği oyuncağı ulaşamayacağı bir yere koyarak ona uzandığında oyuncağa doğru işaret etmesi için çocuğunuzun işaret parmağını yönlendiriniz.

 

ü  Çocuğunuz istediği nesneyi sizin almanızı beklerken size baktığında taklit etmesi için daha çok sözlü dil kullanınız. O nesnenin ismini söyleyiniz.

 

ü  Çocuğunuz ile nesneleri işaret etmeyi içeren oyunlar oynamaya çalışınız.

 

ü  Çocuğunuza nesneleri işaret etmeyi öğretirken önce dokunabileceği nesnelerden başlayınız. Daha sonra dokunamayacağı uzaktaki nesneleri işaret etmeyi öğretiniz.

 

ü  Çocuğunuza sözcükleri öğretmeye onun ilgisini çeken nesnelerle başlayınız.

 

ü  Çocuğunuza yeni bir nesne ismi öğretirken o nesnenin rengi, büyüklüğü, küçüklüğü, uzunluğu, kısalığı vb. gibi özelliklerinden bahsediniz.

 

ü  Çocuğunuz bir nesneyi isterken, o nesnenin adını söyleyerek çocuğunuzun bunu taklit etmesini sağlayınız.

 

ü  Çocuğunuzun birçok durumda kullanabileceği “daha fazla” sözcüğünü öğretmek için verdiğiniz bir içeceği ya da yiyeceği ona verirken daha fazla istiyorsun deyiniz. Örneğin; çocuğunuz su içerken bardağındaki su bitince, tekrar su istediğinde “daha fazla su istiyorsun” cümlesini kullanınız.

 

ü  Çocuğunuza istemediği şeylere “hayır” demesini öğretiniz. Örneğin bir şeyi istemediğinde bunu tekrarlaması için ´”hayır” deyiniz. Mümkün olduğunca çocuğunuzu “hayır”larını kabul etmeye çalışınız.

 

ü  Çocuğunuz size bir şeyler söylediğinde ona mutlaka cevap veriniz. Bunu yaparken size bir şeyler anlatmaya çalışıyormuş olduğunu düşünerek davranınız. Çocuğunuz bir sözcüğü tam olarak söylemese bile ona cevap veriniz ve memnuniyetinizi belirtiniz. Örneğin; “öpek” derse, siz de “evet köpek” deyiniz.

 

ü  Zaman zaman çocuğunuzun bir şeyler isteme ihtiyacı hissedeceği ortamlar oluşturmaya çalışınız.

 

ü  Çocuğunuz bir nesneyi adlandırdığında sizinle konuşuyormuş gibi cevap vererek, o nesneyi kaldırıp aranızda tutunuz böylece sizin yüzünüzü görebilmesini sağlamış olursunuz.

 

ü  Çocuğunuz yakında ya da görünürde olmayan bir nesneyi adlandırdığında sizden o nesneyi istiyormuş gibi cevap vererek, adlandırdığı nesneyi çocuğunuza veriniz.

 

ü  Çocuğunuza sözcük öğretirken ilk başlarda “zıpla”, “koş”, “al”, “ver” gibi oyun oynaması için kullanması gereken sözcükler öğretiniz.

 

ü  Çocuğunuzun, insanların söylediklerine cevap verdiği durumlara dikkat ederek daha sonra aynı sözcükleri benzer durumlarda kullanmaya çalışınız. Çok sık meydana gelen durumlar hakkında tüm aile bireylerinin aynı cümleleri kullanmasını sağlayınız. Bu cümleleri sadece gerçekten anlamlı olduğu zamanlarda kullanınız.

 

ü  Çocuğunuzun dikkatini çekebilmek için söylediğiniz cümlenin başında onun adını söyleyiniz. Çünkü konuşmaya başlamadan önce çocuğunuzun dikkatini çekmeniz gerekir.

 

ü  Çocuğunuza neler yapacağınızı göstermek için nesneler kullanınız. Örneğin; tabağı göstererek “yemek vakti” deyiniz. Kullandığınız nesneleri her zaman aynı şekilde kullanmaya dikkat ediniz.

 

ü  Çocuğunuzla iletişimde kullandığınız dili basit tutunuz. Yapacağınız şeyleri mümkünse göstererek yapınız.

 

ü  Çocuğunuz diğer insanlarla oynarken yönergeleri daha iyi anlaması için bir arkadaşının ona yardım etmesini sağlamaya çalışınız.

 

ü  Bir olay yaşadığınızda o olay hakkında çocuğunuzla konuşunuz. Konuşurken çok soru sormaktan kaçınarak yorum yapmaya çalışınız. Unutmayınız ki çok fazla soru sormanız bazen çocuğunuzun ekolali yapmasına neden olur.

 

ü  Çocuğunuzun ekolali yapmasını yararlı cümleler öğretmek için kullanmaya çalışınız.

 

ü  Çocuğunuza dikkat çekmek, yardım istemek ya da yapmak istediği bir şeyi yapması için kullanabileceği sözcükler öğretiniz.

 

ü  Çocuğunuza selam verirken sadece “merhaba” deyiniz. Böylece söylediğinizi aynı şekilde tekrar etse bile sözcüğü doğru kullanmış olur.

 

ü  Çocuğunuz bir şey istediğinde daha önceden bildiği sözcüklerle birlikte mümkün olduğunca “istiyorum” sözcüğünü kullanmasını sağlamaya çalışınız. Örneğin; “yemek istiyorum”, “balon istiyorum” gibi.

 

ü  Çocuğunuz sizden yardım istediğinde “bana yardım et” cümlesini kullanmasını öğretmeye çalışınız.

 

ü  Çocuğunuz bir şey istemediğinde ona “istemiyorum” demeyi öğretiniz. İstemediği şeylere “istemiyorum” demesine saygı gösteriniz.

 

ü  Çocuğunuzun sizi taklit edebilmesi için sizi model olarak iyi gözlemesi gerekmektedir. Sizi iyice dinlediğine emin olduğunuzda, taklit etmesi için istediğiniz bir cümleyi öğretiniz.

 

ü  Çocuğunuzun hazır olduğunu düşündüğünüzde daha uzun cümleler öğretmeyi deneyiniz. Eğer bunu öğrenmek istemezse daha sonraya erteleyiniz.

 

ü  Çocuğunuzdan ne yapmasını istediğinizi kesin ve anlaşılır bir şekilde söyleyiniz. Çocuğunuz onunla konuştuğunuzda ya da oynadığınızda size bakmıyorsa bakmasını hatırlatmak için “bak” deyiniz.

 

ü  Çocuğunuzun diğer insanlarla gün içerisinde konuşması için ona fırsatlar hazırlayınız.

 

ü  Diğer çocukların ve yetişkinlerin çocuğunuzla konuşma başlatmasını sağlamaya çalışınız.

 

ü  Çocuğunuzu konuştuğu kişiye bakması için uyarınız.

 

ü  Çocuğunuzla oyun oynarken aranızda oyuncak alışverişi geçmesini sağlayınız.

 

ü  Çocuğunuza paylaşmayı öğretmeye çalışınız. Bunun için çocuğunuzun sevdiği bir oyuncağın aynısını alarak onunla oyun oynayınız daha sonra birini kaldırarak aynı nesne ile sırasıyla oynamayı deneyiniz. İlk başlarda çocuğunuzun sırası sizinkinden çok daha uzun olmalı.

 

ü  Çocuğunuz sizinle oynamaktan keyif almaya başladığında oynadığınız oyuncağı bir başka oyuncak ile değiştirerek yeni oyunlar oynamaya çalışınız.

 

ü  Çocuğunuzun takıntılarını yenebilmesi için çocuğunuzun takıntılı olduğu nesneyi farklı şekillerde kullanmasını öğretmeye çalışınız. Örneğin, sürekli ipi sallayan çocuğun, ipi makaraya sarabilmesini öğretmek gibi.

 

ü  Çocuğunuzun sevdiği bir oyun ile ya da onun ilgisini çeken bir nesne ile.

 

ü  Çocuğunuz sizi taklit ettiği zamanlarda sizin onu taklit edebileceğiniz oyunlar oynamaya çalışınız. Birbirinizi taklit ederek yeni oyunlar oluşturabilirsiniz.

 

ü  Çocuğunuzla belirli aktiviteleri belirli yerlerde yaparak çocuğunuzun çevresini daha iyi kavramasına yardımcı olunuz.

 

ü  Çocuğunuzla konuşurken bir sonra neyin olacağını söyleyiniz. Örneğin; “ilk önce eve gideceğiz, sonra yemek yiyeceğiz” diyebilirsiniz.

 

ü  Çocuğunuzun ellerini sallama davranışını bırakması için ilgisini çeken nesneler ve aktivitelerden faydalanabilirsiniz. Bu davranıştan vazgeçirmeye çalışırken sözcüklerden yararlanabilir ve ona dokunmayı kullanabilirsiniz. Bazı çocuklar elleri ile yapabilecekleri bir şeyin verilmesi durumunda ellerini sallamayı bırakmaktadırlar. Örneğin çanta taşımak gibi.

 

ü  Çocuğunuzu aşırı derecede korumayın. Yapabileceği işleri yapmasını sabırla bekleyin. Unutmayın ki siz her zaman yanında olmayabilirsiniz.

 

ü  Çocuğa bakmak yalnızca onun yeme, içme, giyinme, barınma gibi gereksinimlerini karşılamak değildir. Onun sosyal, duygusal kültürel gereksinmelerini karşılanması gerektiğini unutmayın.

 

ü  Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamayın. Normal gelişim gösteren çocuklarınızı yetiştirirken yaptığınız davranışları bu çocuğunuzda uzun süreli, daha sabırla uygulamak zorundasınız.

 

ü  Çocuğunuzun özel eğitimine mutlaka erken yaşta başlayın.

 

ü  Öğrettiklerinizi sık sık tekrarlayın. Öğrenemediğini görünce ısrar etmeyin fakat aradan zaman geçtikten sora sabırla aynı işlemleri yapmaya ve yaptırmaya çalışın.

 

ü  Eğitimde Amaç yeni bir davranış kazandırma ya da davranış değiştirmedir. Bu sebeple özel gereksinimli çocukta da neyi amaçladığımız öncelikle çok iyi belirlenmelidir. Eğer yeni bir davranış kazandırılması gerekiyorsa onun için gerekli alt yapının hazır olup olmadığı o bilgi veya becerinin varlığı araştırılmalıdır. Yani, çocuk bir bütün olarak tanınmalıdır. Eğer davranış değişikliği hedefleniyorsa buna çok iyi karar verilmelidir. Çünkü kazanılmış davranışın yerine yenisini koyma çok daha karmaşık zihinsel faaliyetler gerektirdiğinden bazen işleri daha karmaşık içinden çıkılmaz bir hale sokabilir. Mevcut kazanılmış davranışın sakıncaları, yeni davranışın kazandırdıkları birlikte değerlendirilmelidir.

 

ü  Belirlenen hedefin kazanılmasını sağlayacak en uygun ve canlı öğrenme yaşantıları   sağlanmalı, soru ve yardımlarla doğru cevaba ulaşması sağlanmalı, yeterince tekrarlar yapılarak verdiği cevabın doğru olduğunu kendisi de anlamalı bu konularda eğitimci ödüllendirme yolu ile doğru cevapların pekiştirilmesini sağlamalıdır.

 

ü  Çocuğa kazandırılacak davranışlar çocuğun zihinsel ve fiziksel yetileri dikkate alınarak seçilmesi gerekir. Basit yaşantılar sıkıcı olurken zor hedefler de çocukta başarısızlık ve cesaretsizlik duygusunu pekiştirir.

 

ü  Çocuğun öğrendiklerini benzer alanlarda da kullanmasına, hatırlayıp transfer yapmasına ortam hazırlamalı ve beceriler arasındaki ilişki çocuğa hatırlatılmalıdır. Kavanoz kapağını açan çocuk diş macunu ve şurup şişesinin kapağını açabileceği gibi...

 

ü  Model olma öğretimi kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle eğitimci ve aile her konuda model olmalıdır.




( devam edecek ...)



Blog Yazıları

En Üste Çık